Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e saldırmasından birkaç hafta önce, Beyaz Saray’dan üst düzey bir yetkili, dramatik bir siyasi açıklama niteliği taşıyan bir gezi için Güney Lübnan’ı ziyaret etmişti.
Başkan Biden’ın en güvendiği ulusal güvenlik danışmanlarından biri olan yetkili Amos Hochstein, İran destekli ABD’nin terör örgütü olarak tanımladığı Hizbullah’ın kalesi olarak bilinen Baalbek’in antik kalıntılarını gezdi.
Beyaz pantolon ve golf tişörtü giymiş ve yanında hiçbir güvenlik görevlisi olmayan Bay Hochstein, eserlere hayran kaldı ve bir zamanlar Roma şehrinin yıkılmış taş duvarlarının ve sütunlarının fotoğraflarını çekti. Uzaktan nöbet tutanlar siyah tişörtlü birkaç kaslı adamdı — bunların Hizbullah milisleri olduğu varsayılıyor.
Gezi, İsrail doğumlu üst düzey bir Amerikalı yetkilinin Hizbullah sahasında nasıl bu kadar özgürce hareket edebildiğini merak eden Lübnan haber medyasında küçük bir sansasyona yol açtı.
Gezi, Bay Hochstein’ın Hizbullah liderliği tarafından gönülsüzce de olsa güvenilen birkaç Amerikalıdan biri haline gelmesinin şaşırtıcı yolunu gösterdi. Ve bu güven, Bay Biden’ın Bay Hochstein’ı İsrail-Lübnan sınırındaki çatışmaların Gazze’deki çatışmadan daha yıkıcı olabilecek bir savaşa dönüşmesini önlemek için diplomatik temsilcisi olarak atamasıyla bugün çok önemli.
Resmi olarak, 51 yaşındaki Bay Hochstein, Bay Biden’ın küresel enerji ve altyapı konusunda en önemli yardımcısı. Ancak onun tuhaf unvanı, kendisine on yıldan fazla süredir yakın güven kazandıran ve danışmanını sonuç alan bir “yapan” olarak gördüğü söylenen bir başkanın kendisine bahşettiği sürekli genişleyen portföyü yansıtmıyor.
