Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin Filistinlilere destek amacıyla İsrail’e girebileceği ihtimalini gündeme getirerek, Gazze savaşı konusunda Yahudi devletine yönelik sert sözlerinde önemli bir adım attı.
Ancak bu yorumların Türkiye’nin somut bir planını mı yansıttığı, yoksa sadece kendi siyasi tabanına seslenmek mi olduğu belirsiz.
Sayın Erdoğan, Pazar günü atalarının memleketi olan Karadeniz kıyısındaki Rize kentinde iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi üyelerine hitap ederken, “İsrail’in Filistin’e bunları yapamaması için çok güçlü olmamız lazım” dedi.
“Tıpkı Karabakh’a girdiğimiz gibi, tıpkı Libya’ya girdiğimiz gibi, onlara benzer şekilde yapabiliriz” dedi, geçen yıl Ermenistan ile olan çatışmasında Azerbaycan desteğine ve ülkesinin Libya’daki askeri müdahalesine atıfta bulundu.
“Bunu yapmamak için hiçbir neden yok,” diye devam etti. “Bu adımları atmak için güçlü olmalıyız.”
Gazze’deki savaş boyunca, Sayın Erdoğan, Gazze’yi kontrol eden ve 7 Ekim’de İsrail’e saldıran silahlı Filistin grubu Hamas’ı destekledi ve İsrail’i sert bir şekilde eleştirirken Hamas’tan “özgürleşme örgütü” olarak bahsetti. Başbakan Benjamin Netanyahu’yu Adolf Hitler’e benzetti ve ona “psikopat” ve “vampir” dedi.
Savaşın ilk aylarında Türkiye ile İsrail arasındaki diplomatik ilişkiler bozulmuş, Türkiye Mayıs ayında İsrail ile tüm ticareti durdurduğunu açıklamıştı.
Sayın Erdoğan’ın açıklamalarına ve Türkiye’nin Hamas siyasi figürlerinin ülkede kalmasına izin verme politikasına rağmen, Türkiye Gazze çatışmasında askeri bir rol oynamadı. Ancak Filistinlilere destek ve İsrail’in Gazze’deki savaşı kovuşturmasına duyulan öfke Türk toplumunda yaygındır.
İsrail Dışişleri Bakanı İsrael Katz, Pazar günü sosyal medyada yaptığı paylaşımda Erdoğan’ı, 2006 yılında idam edilen Iraklı diktatör Saddam Hüseyin’in izinden gitmekle suçladı.
Erdoğan’ın siyasi partisinin sözcüsü Ömer Çelik ise Katz’a “Nazi” diyerek yanıt verdi.
Pazartesi günü, Sayın Erdoğan’ın İletişim Direktörü Fahrettin Altun, sosyal medyada yaptığı açıklamada, Türkiye’nin “bölgede barış ve istikrara kendini adamış, ciddi ve sorumlu bir devlet” olduğunu söyledi.
İsrail’e karşı herhangi bir özel Türk planına değinmedi.
“Sınırlarımızı test edecek kadar çılgın olan herkes hızlı ve kararlı bir yanıt alacaktır” dedi.
