Kredi… Tom Brenner, New York Times için
Başkan Biden’ın yeniden seçilme kampanyası, zayıf tartışma performansı nedeniyle tehlikede. Ancak Demokratların kaygısının arkasında başka bir faktör daha var: anketler.
Anketlerin ortalaması Donald J. Trump’ın 10 aydır neredeyse kesintisiz bir üstünlüğe sahip olduğunu gösteriyor ve bu şüphesiz Washington’daki Demokratların hesaplamalarını şekillendiriyor. Anketler Bay Biden’ı açıkça önde gösteriyorsa, tıpkı son seçimde olduğu gibi, Bay Biden’ın yerine birini koymak için ciddi bir çaba olacağına inanmak zor.
Bu, anketlere ve anketörlere büyük bir sorumluluk yüklüyor. Başkanın kaderi onların elinde olmayabilir, ancak en azından yöntemlerinden etkilenecektir. Bir anlamda, anketlerin bir demokraside yapması gereken şey budur: siyasi aktörlere halkın iradesi hakkında fikir vermek, karar vericilerin seçmenlerin taleplerine daha iyi yanıt vermesini sağlamak.
Ancak anketlerin bu zorluğun üstesinden gelebileceği de pek açık değil.
Anketler doğası gereği kesin olmayan ölçümlerdir ve sayısız belirsizlik kaynağına tabidir. Büyük ve çeşitli bir ülkede kamuoyunu ölçmenin en iyi yolu -ya da tek yolu- olmaya devam etseler de, anketler daha önce de yanlıştı ve yine yanlış olacaklar.
Ve bu aşamada, Bay Biden’ın şansı giderek anketlerin basitçe “yanlış” olma olasılığına dayanıyor. Elbette Kasım ayından önce anketlerde yeniden öne geçebilir, ancak anketlerdeki şu ana kadarki istikrar göz önüne alındığında, ona doğru böylesine belirgin bir kayma beklemek gerçekçi olmayabilir.
Bay Biden’ın kendisi anketlerin “yanlış” olacağına güveniyor gibi görünüyor. Geçtiğimiz hafta ABC’den George Stephanopoulos ile yaptığı röportajda anketlerin “eskiden olduğu kadar doğru” olup olmadığını sorguladı.
