Arka Bahçede Bilim 16. Bölüm 2022

Arka Bahçede Bilim 16. Bölüm 2022

Arka Bahçede Bilim 16. Bölüm. Eğlenceli deneyler, meraklı çocukların ilginç bilgileri bilimsel aktiviteler ile öğrendiği, Arka bahçede Bilim belgesinin 16. Bölümünün detaylarını, siz okurlarımız için izleyerek özet bilgi olarak güzelce yazdık. Gelelim Arka Bahçede Bilim 16. Bölüm detaylarına.

Kelebekleri yapma çiçekler ile kandırmak mı? Her yağmurda aşk dolu bakışlar ile baktığımız o güzel gökkuşağının renkleri nasıl oluşuyor? Bir bardak sudaki buz parçasını nasıl elinizi kullanmadan çıkarırsınız? Yukarıdan aşağı doğru uçan bir yumurta yere ne kadar yumuşak iner? Kese kâğıdından nasıl canavar çıkartırız? Sadece kâğıt kullanarak ilginç şekiller yapan var mı?

Arka Bahçede Bilim 16. Bölüm, İşte size birbirinde ilginç deneyler ve bilgiler.

Uçan yumurta, düşen yumurta durum hiç fark etmez. Yere ne kadar yumuşak inebilir ki? Şimdi ilk olarak sadece yumurtayı doğrudan doğruya yüksek bir yerden yere doğru bırakınca ne olur? Yapışkan, kaygan ve renkli bir zeminimiz olur. Amaç daha yumuşak bir iniş ise denemeye devam edelim. Bir arkadaşımızdan yardım istesek, avuçlarını yumurtayı yavaşlatmak için kullansa iyi olacak. Ooo elleri battı yumurta daha yere değmeden kırıldı. Akvaryum filesi, şapka, eldiven. Olmadı yine artık yumurtalarımız bitmek üzere mutlaka bir çözüm üretmemiz lazım. Galiba bize bir paraşüt lazım. Nasıl yapıcağız neyle yapıcağız? Biraz çöp torbası, makas, bant, plastik bardak ve ip. Poşetlerden kare olarak keselim. Dört adet eşit boyda ip kesip poşetin dört köşesine yapıştıralım. Yumurtayı koymak için kullanacağımız bardağın dört eşit kenarına bu ipleri bağlayalım. İşte deneme zamanı. Ancak sonuç yine hüsran. Paraşüt düşen nesnelerin hızını yavaşlatmak için kullanılan güvenilir bir yoldur. Aslında sorun sadece kullandığımız iplerin boyunda. İplerin boylarının uzun olması paraşütün daha fazla açılarak, taşıdığı nesnenin daha da yavaş şekilde yere inmesini sağlar.

Tangram adı verilen eski Çin oyunu ile değişik resim ve simgelerin yapılışı anlatıcağız. Bu bilimsel oyuncağı yapmak için, bir adet tam kare ve renkli bir kâğıt, makas, renkli bir kalem ve tabi ki bir cetvel lazım. Önce kâğıdımızı köşeden köşeye eşit iki parçaya ayıracak bir çizgi çizelim. Kâğıdın üst köşesini çizgiye doğru katlayarak bir küçük üçgen kat yeri oluşturun, bu kat yerinden kaleminiz ile ilk çizdiğiniz çizgiye paralel bir çizgi daha çizelim. İki paralel çizginin tam ortasına denk gelecek bir kısa çizgi çizelim. Kâğıdın ucu kısa çizgiye değecek şekilde katlayarak kat yerine çizgi çekelim. Daha sonra en geniş kenarı ortaya doğru katlayarak… Çok mu karışık internette oldukça kolay resimli Tangram yapımını bulabilirsiniz. Tangram, toplam yedi parçadan oluşmaktadır. Birbirinden farklı beş adet üçgen, bir kare ve bir paralel kenar. Sadece bu yedi parça ile binlerce değişik şekil oluşturabilirsiniz. Kuş, gemi, tavşan, artık hepsi hayal gücünüze bağlı.

Kesekâğıdının içinde canavar var. Ama buna kimse inanmaz.  Arkadaşıma; dinle bakalım kese kâğıdının içindeki canavarı tanıyabilecek misin? Kulağını kese kâğıdına yaklaştırdığında duyduklarına inanamadı. Bilimsel deneyimizden önce sesle ince bilgiler verelim. Ses kesekâğıdı gibi somut bir maddenin içinde havadakinden daha fazla titreşerek yol alır. En küçük sürtünme sesleri bile inanılmaz farklı ve yüksek duyulur. Minicik zararsız bir böceğin ayak sesini devasa gürültüler gibi duyabiliriz.

Kelebeği kandıralım. Arka bahçede futbol oynarken topun kaçtığı terde koç güzel bir kelebek gördüm. Arkadaşımı çağırdım kelebeği göstermek için ancak uçup gitmiş. Kelebeklerin nektar ve polenler ile beslendiğini biliyoruz. Bu polenleri de çiçeklerden alıyorlar. Belki kendi çiçeğimizi yaparsak, kelebeği geri getirebiliriz. Renkli kâğıtlardan iri ve güzel görünümlü çiçekler yapalım. Polenler sayesinde çiçeklerin renkleri oluşur. Bu renkler kelebeklerin iştahını kabartır. Özellikle kırmızı olanlar. Hadi bakalım şimdi ilginç bir deney yapalım. Sabahları yediğimiz tahıl gevreklerini bir tasa koyalım üzerine su ekleyip eriyinceye kadar ezelim. Şimdi bize kuvvetli bir mıknatıs lazım. Mıknatısı kâseye sokarak iyice karıştıralım. Beyaz bir kumaş parçasına mıknatısı sürelim ve beze yakından bakalım. İşte bildiğimiz demir. Her gün biraz yiyoruz aslında. Portakal suyu ile daha da kolay sindiriliyor. Ne işe yarar peki? Kan yapımı için gereken mineral demirdir. Buna benzer bir demirli besin, biraz bal ve suyu iyice karıştırıp, sahte çiçeklere ince bir tabaka halinde sürdüğümüzde, kelebekleri gerçekten kandıra biliriz.

Parmaklarımızı kullanmadan bardaktaki buzu çıkarmak için bir iddiaya girdik. İlk deneme yemek çubukları, bant, kürdan, hepside başarısız. Biraz bilim kullansak nasıl olur? Bir parça dikiş ipi keselim ve suyun üstünde yüzen buzun üstüne koyalım. Daha sonra bir parça tuzu buzun tam üstündeki ipe serpelim. Yaklaşık bir dakika bekledikten sonra ipi iki ucundan tutarak buza dokunmadan sudan çıkarabiliriz. Bilimin başladığı yer, tuz buzu azda olsa eritir. Daha sonra buzun büyük parçası soğuk olduğundan eriyen yer tekrar donar. İp yeni donan yerin içinde kaldı. İşte bu bilimsel bir deney.

Gök kuşağındaki renklerin oluşumu. Müzik dinlemek için aldığım cd’nin değişik renklerde duvara yansıdığını görünce bunun nasıl olduğunu araştırdım. Güneş ışığı beyazdı ama. Aslında güneş ışığı birçok rengin bir araya gelmesi ile oluşmaktadır. Bunu güneş ışığını ayırarak görebiliriz. Nasıl mı? Örneğin yağmur ile birlikte ortaya çıkan gökkuşağı, güneş ışığının yağmur damlaları ile yarılarak gökkuşağı oluşmasına ve güneş ışığının renklerini görmemizi sağlar. Arka Bahçede Bilim 16. Bölüm.