Son yıllarda, ruh sağlığı uzmanları, daha sonraki bozukluklar için risk faktörleri olarak genellikle istismar, ihmal, şiddet, aile dağılması ve yoksulluk olarak tanımlanan “olumsuz çocukluk deneyimleri” için tarama yapmaya başladılar.
Peki ya başka şeyler de aynı derecede zararlıysa?
Danimarka’daki yetişkinler üzerinde geniş çaplı bir araştırma yürüten araştırmacılar, Çarşamba günü JAMA Psychiatry dergisinde yayımlanan araştırmada beklemedikleri bir şey buldular: Çocukluklarında sık sık taşınan yetişkinlerin, bir topluluk içinde yaşamaya devam eden akranlarına göre depresyona yakalanma riskleri önemli ölçüde daha fazla.
Plymouth Üniversitesi’nde profesör ve makalenin başyazarı olan Clive Sabel, çocuklukta sık sık taşınma riskinin, yoksul bir mahallede yaşama riskinden önemli ölçüde daha fazla olduğunu söyledi.
Hastalıklar üzerinde çevrenin etkisini inceleyen coğrafyacı Dr. Sabel, “Gelir açısından en yoksul topluluklardan geliyor olsanız bile, taşınmamak – ‘kalıcı’ olmak – sağlığınız için koruyucudur” dedi.
“Şunu söyleyerek durumu tersine çevireceğim; zengin bir mahalleden geliyor olsanız bile, birden fazla kez taşındıysanız, depresyona girme ihtimaliniz, taşınmamış ve en fakir mahallelerden geliyor olmanıza göre daha yüksektir” diye ekledi.
Aarhus Üniversitesi, Manchester Üniversitesi ve Plymouth Üniversitesi’nin iş birliğiyle yapılan çalışma, 1982 ile 2003 yılları arasında doğan tüm Danimarkalıları, yani bir milyondan fazla kişiyi kapsıyordu. Bunlardan 35.098’i veya yaklaşık %2,3’ü bir psikiyatri hastanesinden depresyon tanısı aldı.
