Çarşamba günü açıklanan iddianameye göre, iki yıl önce New York’un batısında düzenlenen bir konferansta ünlü yazar ve ifade özgürlüğünün meydan okuyan örneği Salman Rushdie’yi bıçaklayan adam, şimdi federal terörizmle ilgili suçlamalarla karşı karşıya.
ABD’nin Buffalo Bölge Mahkemesi tarafından açıklanan iddianameye göre, 26 yaşındaki Hadi Matar isimli adam, Eylül 2020 ile bıçaklama günü arasında Lübnan’daki İran destekli bir milis grubu olan Hizbullah’a “maddi destek ve kaynak” sağladı.
Bay Matar, Ağustos 2022’de yaz aylarında edebiyat ve sanat konferansı düzenleyen Chautauqua Enstitüsü’nde sahnedeyken Bay Rushdie’ye saldırdı. Bay Rushdie yaklaşık 10 kez bıçaklandı ve bir gözü kör oldu.
Yeni suçlamalar, hem ABD Bölge Mahkemesi’nde hem de Chautauqua İlçe Mahkemesi’nde görülen ve kendisine cinayete teşebbüs ve saldırı suçlamalarıyla ayrı ayrı dava açılan Bay Matar’ın davasındaki son gelişme.
Avukatı Nathaniel L. Barone II ise yorum talebine hemen yanıt vermedi.
Bay Matar saldırı sırasında New Jersey’de yaşıyordu ve bir Marshalls giyim mağazasında çalışıyordu. Kendisi ve ailesi, çocukken Lübnan’dan Amerika Birleşik Devletleri’ne taşındı.
Saldırıya giden yıllarda, Bay Matar giderek daha fazla yalnızlaştı ve yoğun bir şekilde İslam’a odaklandı. Batı New York’a seyahat etmeden kısa bir süre önce boksa başladı.
Bay Matar, Chautauqua’ya giden bir otobüse bindi ve Bay Rushdie’nin konuşması için bir bilet satın aldı. Yazar oturduktan kısa bir süre sonra, Bay Matar sahneye koştu ve yoldan geçenler onu çekmeye çalışsa bile yazarı bıçakladı.
İddianamede, Matar’ın, Rushdie’yi bıçakladığında teröristlere “personel, özellikle kendisi ve hizmet” teklif ettiği iddia ediliyor.
Bay Rüşdi, Hz. Muhammed’in hayatının çeşitli yönlerini kurgusal olarak anlatan “Şeytan Ayetleri” adlı romanının yayınlanmasının ardından İran hükümetinin 1989 yılında Müslümanlara kendisini öldürmeleri yönünde fetva vermesinin ardından saklanarak yaşadı.
Fetvanın ilk on yılında Bay Rushdie, Londra’da 7/24 güvenlikle inzivaya çekildi. Ancak son 20 yıldır Bay Rushdie, New York şehrinde neredeyse normal bir hayat yaşadı.
Bıçaklanma olayını bu yılın başlarında çıkan “Knife” adlı anı kitabında anlattı.
