Yeni Bir Aday Artık Biden’ın Yurt Dışındaki Mirasını Savunmalı

Başkan Biden, bir hafta önce Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’ndeki 31 müttefikinin liderlerini selamlarken, tarihin görevdeki ilk döneminde kendisine nasıl davranacağını düşündüğünü canlı ifadelerle anlattı.

Dünyanın en büyük askeri ittifakı olan NATO’yu yeniden canlandıran ve daha sonra genişleten, selefinin çekilme tehditlerinden kurtaran Amerikan başkanıydı. Batı’yı Rusya Devlet Başkanı Vladimir V. Putin’e karşı geri püskürtmek için örgütledi ve bunu yaparken Moskova’yı Ukrayna sınırlarının ötesindeki Avrupa ülkelerine doğrudan saldırılardan caydırdı. Ve Çin’i kontrol altına almak için yeni bir Amerikan planının mimarı oldu, ancak buna asla öyle demiyor: gelişmiş teknolojiyi Pekin’e keserken, içeride gelişmiş çipler üretmek için milyarlarca federal dolar akıtmak.

Ancak Bay Biden’ın sicilini savunması, Pazar günü yarıştan çekilmesine yol açan şok edici tartışma performansından sonra çok geç geldi. Ve şimdi, eski Başkan Donald J. Trump tarafından desteklenen geçmiş dört yılın radikal olarak farklı bir yorumundan bu sicili savunmak için farklı bir adaya -muhtemelen ama kesinlikle Başkan Yardımcısı Kamala Harris’e- düşecek.

Perşembe gecesi Milwaukee’deki kabul konuşmasında Bay Trump, Ocak 2021’de Bay Biden’a barış içinde bir dünya teslim ettiğini ve bugün “gezegenimizin 3. Dünya Savaşı’nın eşiğinde sallandığını” söyledi. Bu en iyi ihtimalle samimiyetsiz bir argümandı. Bay Trump’ın görev süresi boyunca Ukrayna’da düşük seviyeli bir savaş patlak veriyordu; o sadece pek dikkat etmemeyi seçti.

Seçimler, ülke savaşta olmadığı sürece, nadiren dış politika kayıtlarına göre yapılır. Ve Bay Biden’ın olayları anlatışı Bay Trump’ınkinden çok daha yakın tarihsel kayıtlara sahip olsa da, Demokrat aday, dört yıl öncesine göre bugün açıkça çok daha tehlikeli olan bir dünyayı nasıl yöneteceğini açıklamak zorunda kalacak. Kasım ayında kim seçilirse seçilsin, Amerika’nın nükleer rakipleri Çin ve Rusya ile çatışmalar miras alacak, bir hatadan öteye geçemeyecek soğuk savaşlar.

On yıllardır herhangi bir seçimden daha fazla, bu seçim eş zamanlı çatışmaların olduğu bir döneme yönelik çarpıcı biçimde farklı yaklaşımlarla işaretlenecek: Pekin ve Moskova ile yeniden ortaya çıkan silahlanma yarışı; Tayvan’a ve Atlantik ittifakının doğu ucuna yönelik caydırıcı saldırılar; İsrail’in Orta Doğu’yu hala alevlendirmekle tehdit eden Hamas’a karşı savaşı. Bunlardan herhangi biri bir sonraki başkanın gözetiminde kolayca patlayabilir.