Çin ve Tayvan arasındaki uzun süredir devam eden gerginlikler daha tehlikeli bir aşamaya giriyor. Son aylarda Pekin, Çin’in adaya ilişkin iddiasına meydan okuyan Tayvanlı vatandaşları ağır şekilde cezalandırmakla tehdit etti. Daha fazla Çin jeti adanın yakınlarından geçti. Çin Sahil Güvenlik gemileri Tayvan’ın dış adalarının yakınlarında yelken açtı.
Ve her iki taraf da karşıt siyasi pozisyonlarını daha da derinleştirdiler.
Lai Ching-te Mayıs ayında Tayvan’ın başkanı olduğunda, selefi Tsai Ing-wen’in Çin politikalarına bağlı kalacağına yemin etti. Bayan Tsai, Tayvan’ın kendi kendini yönetme hakkını savunurken ve Pekin’in egemenlik iddiasını reddederken bile çatışmadan kaçınmaya çalıştı.
Ancak Bay Lai, Tayvan’ın Çin’e yönelik temel politikasını değiştirmeden korurken, taleplerini reddetmede daha açık sözlü oldu. Eski bir ticaret hukuku uzmanı olan Bayan Tsai, Çin hakkındaki kelimelerini dikkatle seçti. Daha açık sözlü bir politikacı olarak yükselen Bay Lai, Tayvan’ın ayrı statüsünü daha keskin bir şekilde ortaya koyma ihtiyacı görüyor.
Dış İlişkiler Konseyi’nde Asya çalışmaları uzmanı olan ve Tayvan ile Çin arasındaki ilişkileri analiz eden David Sacks, “Ona göre, belirsiz olmaktan kazanılacak hiçbir şey yok; sonuç, Pekin’in ne olursa olsun onlara baskı yapacağıdır” dedi.
“Onlarca yıldır, boğazlar arası ilişkiler gerçekten belirsizliklere ve gerçekten ne düşündüğünüzü söylememeye dayanıyordu, ancak bence bunların çoğu ortadan kaldırılıyor,” dedi Bay Sacks. “Manevra kabiliyeti için daha az alan var.”
Bu değişim, savaş veya bölgesel krizin yaklaştığı anlamına gelmiyor. Çin lideri Xi Jinping, ekonomisini düzeltmeye odaklanmış durumda ve Tayvan’ın güvenlik ortağı olan Amerika Birleşik Devletleri ile gerginliği kontrol altında tutmak istediğini belirtti. Çin liderleri ayrıca Tayvan’ı barışçıl bir şekilde absorbe etmeyi umuyor ve Pekin ile daha yakın bağları destekleyen adanın muhalefet partisi Milliyetçi Parti ile temaslarını sürdürüyorlar.
