Demokrat Parti’nin eski dış politika liderlerinden yüzlercesi bu hafta, diplomasi alanındaki sınırlı deneyimine rağmen, partilerinin olası adayına kefil olarak, Beyaz Saray’a aday olması için Başkan Yardımcısı Kamala Harris’i destekledi.
Başkan Biden’ın yarıştan çekileceğini açıklamasından sadece birkaç gün sonra, onun hızla zirveye tırmanması, küresel gerginliğin arttığı bir dönemde gerçekleşti ve seçmenlerin, İsrail ve Ukrayna’ya askeri destek, göçmen krizi ve yükselen Çin’den kaynaklanan tehditler de dahil olmak üzere kritik dış politika konularında onun nerede durduğunu merak etmesine neden oldu.
Bayan Harris, Biden yönetiminde dış politikayı şekillendirmede büyük ölçüde yer almadı ve dahil olduğu alanlarda bile, özellikle de yönetimin güney sınırındaki yasadışı göçe yaklaşımında yalnızca dar bir rol oynadı. Yine de, eski Başkan Donald J. Trump’ın kampanyası, onu göçmen akınına bağlamaya çalışırken aynı zamanda onu deneyimsiz olarak resmetmeye çalıştı.
İşte onun dış politikadaki önemli pozisyonları hakkında bildiklerimiz.
Gazze’deki Savaş
Bayan Harris, ABD’nin Gazze’de Hamas’la savaşında İsrail’e verdiği destek konusunda Bay Biden ile büyük ölçüde aynı çizgide. İsrail’in kendini savunma hakkına sahip olduğu yönündeki yönetimin pozisyonunu yeniden teyit etti, ancak Gazze’deki insanların çektiği acı konusunda daha keskin bir ton kullandı.
Bayan Harris, Perşembe günü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yaptığı görüşmenin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, “Gazze’de son dokuz ayda yaşananlar yıkıcı” dedi.
“Ölen çocukların ve güvenlik için kaçan, bazen ikinci, üçüncü veya dördüncü kez yerlerinden edilen çaresiz, aç insanların görüntüleri… Bu trajedilere gözlerimizi kapatamayız,” dedi ve ekledi: “Sessiz kalmayacağım.”
