Bu ay çekilen videoda, siyah tişört giymiş ve boş bir sokağın bir tarafında duran bir Bangladeşli protestocu görülüyor. Kolları açık ve bir elinde bir sopa tutuyor.
Caddenin karşısında kurşun geçirmez yelek ve kask giymiş birkaç polis duruyor ve silahlarını ona doğrultmuşlar. O hareket etmiyor ve polislere ateş etmeye cesaret ediyor.
Ateş etmeye başlarlar.
Bangladeş, 1971’de bağımsızlığını kazandığından bu yana en kötü şiddet olaylarından biriyle sarsılırken, Storyful haber ajansı tarafından doğrulanan ve Bangladeş’teki çok sayıda televizyon kanalında yayınlanan video, imrenilen devlet işleri için ayrıcalıklı muamele sisteminin reformunu talep eden öğrenci protestocularının çaresizliğini ve meydan okumasını sembolize eder hale geldi.
Cuma günü geç saatlerde, Başbakan Şeyh Hasina hükümeti ülke çapında sokağa çıkma yasağı ilan etti ve protestoları bastırmak için orduyu göreve getirdi. O zamana kadar internet zaten kapatılmıştı. Geçtiğimiz hafta başlayan acımasız baskı, insan hakları gruplarından kınama aldı ve geniş Bangladeş diasporasının üyelerini aileleriyle iletişime geçmeye çılgınca çalışırken kalpleri kırıldı. Sadece cumartesi günü, polis 12 kişinin öldüğünü bildirdi.
New York’ta yaşayan 36 yaşındaki Bangladeşli göçmen Silvia, “Dua ettiğimde ağlamamı durduramıyorum,” dedi. Ailesinin memleketindeki güvenliği için endişelenerek yalnızca ilk adıyla anılmayı talep etti. “Polis kardeşlerimi öldürdüğünde, ülkemde şu anda demokrasi denen bir şey yok.”
